İstanbul Müftülüğü Cuma Hutbesi (23.11.12)
ِسْمِ اللهِ
الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ
اللَّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا فِي كِتَابِ اللَّهِ
يَوْمَ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَارْضَ
مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ
قَالَ رَسُولُ اللَّه صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَفْضَلُ
الصِّيَامِ بعْدَ رَمضَانَ شَهْرُ اللَّهِ
المحرَّمُ ، وَأَفْضَلُ الصَّلاةِ بَعْد الفَرِيضَةِ صَلاةُ اللَّيْلِ
MUHARREM AYI VE AŞURE GÜNÜ
Muhterem Müslümanlar
Kur’an-ı Kerim
ve Hadis-i Şeriflerde Ramazan ayının dışında faziletlerinden bahsedilen
aylardan birisi de Muharrem’dir. Nitekim Tevbe Suresi’nin 36. ayetinde: "Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri
yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan
dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda
kendinize zulmetmeyin" [1]
buyrulmaktadır.
Aynı konu ile
alakalı olarak Peygamberimiz (s.a.v) de: “Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı
günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram
aylardır: Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayıdır"[2]
şeklinde açıklık getirmiştir.
Değerli
Kardeşlerim!
Bu faziletli mevsimlerde Rabbimizin rızasını
kazanmak için farz ibadetlerin yanında nafileleri de çoğaltmak gerekir. Zira
Peygamberimiz (s.a.v): “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın
ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”[3]
buyurarak bu aydaki nafile orucun önemine dikkat çekmiştir.
Bir başka
rivayette ise, Ashaptan bir zat Peygamberimize gelir
ve: Ya Resulullah “Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”
diye sorar Peygamberimiz sav: “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın
ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul
etmiş ve o günde başka kavimlerin de tövbesini kabul edecektir”[4]
buyurdu.
Aziz
Kardeşlerim!
Muharrem
ayının onuncu günü Aşure günüdür. Efendimiz (s.a.v) Ramazan orucu farz
kılınmadan önce bu orucu tutmuş, tutmayı emretmiş; Ramazan orucu farz
kılındıktan sonra da bu konuda ümmetini serbest bırakmıştır.
Bununla
birlikte Resulüllah (s.a.v): “Aşure gününde tutulan orucun Allah katında,
bir önceki senenin günahlarına kefaret olacağını ümit ediyorum”[5]
buyurarak bu orucun günahların affı için bir vesile olduğunu beyan
etmişlerdir. Biz de bu ayda hayır ve hasenatı artırma gayretinde olalım.
Ailemizle, komşularımızla çevremizdeki insanlarla ilgilenmek için bir fırsat
bilelim. Nitekim Allah Resulü "Her
kim Aşûra Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin
tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."[6] Buyurmaktadır.
Muhterem Cemaat!
Yukarıda
fazilet ve bereketi zikredilen bu ayda İslam tarihinde vicdanları yaralayan ve
bütün Müslümanlar nazarında acı ve elemin en derin şekilde hissedildiği Hz.
Hüseyin (r.a)’in şahadeti gerçekleşmiştir.
Bu gün bize düşen görev bütün Müslümanları üzen bu acı olaydan ders alıp
birlik beraberliği korumak için gayret sarf etmektir. Bizler bu hadisenin
matemini tutarken, aynı acıların bir daha yaşanmaması için; Muharrem’i doğru
okuyup anlamaya, müspet sonuçlar çıkararak ibret almaya ve yüce Rabbimizin; “Kendilerine
apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın…”2
emrine uygun hareket etmeye her zamankinden daha çok muhtacız.
Muhterem
Müminler!
Kerbelâ
şehitlerimizi anmak ve onların ruhlarına bağışlamak üzere, İstanbul Müftülüğü
tarafından Sultanahmet Camii’nde 24 Kasım 2012 Cumartesi günü Saat 11.00’da
başlayıp öğle namazı sonrası da devam etmek üzere; İstanbul’un tanınmış
hafızları tarafından Kur’an tilaveti programı düzenlenmiştir.
Rabbimiz bu
mübarek ayı hakkımızda hayırlı eylesin. İbadetlerimizi ve dualarımızı kabul
buyursun
M. Mehdi YILMAZ
Gümüşpala Nakipoğlu Camii İmam
Hatibi/Avcılar
[5]
Tirmizi, Savm, 48
[6]
Camiu’s-Sağir, 6/35
[1]
Tevbe 9/36
[2]
Buharî, Tefsir 8,9
[3]
Nesai, Salatü’l-leyl,6
[4]
Tirmizi Savm, 40
Yorumlar
Yorum Gönder