Öğrenci Merkezli Eğitim Ne ifade ediyor?


Öğrenci Merkezli Eğitim Nedir?



Öğrenci merkezli eğitim, eğitimin öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yapılmasını öngören bir yaklaşımdır. Öğrenci merkezli eğitimde, öğrenci esastır. Okul kuralları, disiplin gibi unsurlar teferruattır. Öğrenci merkezli eğitim, eğitimin öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yapılmasını öngören bir yaklaşımdır. Öğretmen merkezli eğitimde, öğretmen her şeydir ve her şey öğretmen için yapılır. Öğrenci merkezli eğitimde ise, eğitimde esas öğe öğrencidir; her şey öğrenci için ve öğrenciye göre düzenlenmelidir.

Öğrenci merkezli eğitim anlayışında öğretmen ve öğrencinin rolü yeniden tanımlanmaktadır. Öğrenci, öğrenme sürecinde, yeni bilgileri zihninde yapılandırırken, önceden edindiği bilgileri gözden geçirir. O konu hakkında neyi bilip bilmediğini belirler. Yeni bilgiler edinme aşamasında gözlem, deney, uygulama, araştırma, inceleme vb. yaparak öğrenmeyi sürdürür. Öğretmen, kaynaklara ulaşabilmesi için öğrencisine rehberlik eder. Bu süreçte araştırarak ulaştığı istatistikler, belgeler, filmler, bilimsel veriler öğrencinin birincil bilgi kaynaklarını oluşturur.

Öğretmen, ders kitabı, öğretim yazılımları ise ikincil bilgi kaynaklarıdır.
Öğrenciler okullara binlerce farklı düşünce ve düşünme şekli ile gelirler. Bu düşüncelerin ve kavramların çoğu, yaygın bilimsel düşünce ve düşünme yöntemlerinden farklıdır. Bütün öğrenciler okula gelirken önceki deneyimlerini, sıra dışı alışkanlıklarını ya da beğenilerini taşırlar. (Tanner & Tanner,1975: 66-94).
Öğrenciler okulda öğretilen kavramlardan farklı olabilen kişisel bilgilerle gelebilirler. Örneğin; birçok öğrenci ayın evrelerinin, dünyanın gölgesinin ay üzerine düşmesiyle oluştuğuna inanarak okula gelir. Kimse bu kavram yanılgılarını kolayca değiştiremez. Öğretmen bu düşünceler hakkında kuşku uyandıran durumlar yaratmalıdır. Öğrenciye araştırmaları ve keşifleri sırasında rehberlik etmelidir. Öğrencilerin kendi deneyimlerini değiştirip yeni düşünme kalıpları geliştirmelerini sağlayacak sorular sormalıdır.

Duygular yardımıyla elde edilen deneyimler, el ve zihinsel becerilerin kullanıldığı etkinlikler öğrenciye anlayış geliştirmesi ya da anlayış değiştirmesi için gerekli bilgiyi sağlar.
Öğrenciler olgunlaştıkça bazı kavramlar yeni deneyimler nedeniyle kuşkulu duruma gelirler ve kavramların yeniden yapılandırılması gerekir. Yeni bir kavramın içselleştirilmesi, kişisel bilgi ve kavramların değişmesi, yaşam boyu öğrenmenin sürdürülmesidir.
Öğretmen ve Öğrenci Merkezli Eğitimin Karşılaştırılması

Öğretmen merkezli
Öğrenci merkezli
Sınıfta etkinlik
Öğretici
Etkileşimli
Öğretmenin rolü
Bilgi verici, daima uzman
Katılımcı, bazen öğrenci
Öğrencinin rolü
Dinleyici, daima öğrenci
Katılımcı, bazen uzman
Ders ağırlığı
Bilgiler
İlişkiler
Bilgi kazanımı
Hatırlama ve ezber bilginin birikmesi
Sorgulama ve buluş, bilgilerin yeni bilgilere dönüşümü
Başarı göstergesi
Miktar
Kalite
Ölçme
Normlara göre
Ölçütlere göre
Teknoloji kullanımı
Tekrar ve uygulama
İletişim, katılım, bilgiye erişim
(Kaynak: Dwyer, 1994)
Bir insanın duyduğu ya da başka kaynaklardan edindiği bilgileri sorulunca söylemesi, o bilgileri belleğine aldığının kanıtıdır. Fakat bu anladığını göstermez. Kişiler, anlamını anlamadan sorgulamadan bazı şeyleri ezberleyebilir. Oysa anlamlı öğrenme belleğe bilgi edinmesinin ötesinde zihnin başka etkinlikleri de yapmasını gerektirir.

Öğreneğin papağanlar veya muhabbet kuşları iyi bir eğitimle konuşabilirler. Fakat bu kuşlar kelimenin anlamını bilemezler. Zamanlı zamansız rastgele olarak öğrendikleri kelimeleri söylerler.
Kargaların zaman zaman insanları gözledikleri, gözlemledikleri davranışı yaptıkları bilinmektedir. Örneğin bir karganın bir cevizi veya kabuklu meyveyi yüksekçe bir yerden atarak içindeki meyveyi yemelerinin gözlem sonucu öğrenilip, içleştirildiği bu sayede besinlere ulaştıkları bilinen bir olgudur.

Öğrenciler okula geldikten sonra yapılan uygulamalarla kendi kişisel bilgilerini yapılandırırlar. Okula türlü inanış ve çevrelerinin etkisiyle oluşmuş düşüncelerle gelirler. Genellikle bu düşünceler bilimsel düşüncelerden farklıdır. Öğretmenin görevi bu düşünceleri belirlemek ve bu düşünceler konusunda kuşku yaratacak etkinlikler tasarlamak olmalıdır. Böylece öğrencilerin yeni ve daha derin bilgi edinmeleri sağlanacaktır.
Öğrenmenin öğrencinin kendi ürünü olabilmesi için öğrencinin öğrenme etkinliğine katılması gerekir. Böylelikle öğrenciler bilgi ya da becerilerini yeni bir duruma transfer edebilirler.
Bu yaklaşımı temel alan etkili bir öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenme süreci;
  • Merak uyandırma ve plânlama,
  • Araştırma ve keşfetme,
  • Çözümleme ve derinleştirme,
  • Paylaşma ve yaşantıya uygulama basamaklarını içerebilir.
Merak Uyandırma ve Plânlama
 Öğretmen, öğrencilerin konuya ilgisini çekmek ve merakuyandırmakiçin sorular sorar. Bunlar gerçek yaşamdan sorunlar, önceki deneyimleriyle çelişen durumlara yönelik sorular olabilir. Bu şekilde öğretmen onların öğrenecekleri yeni kavram hakkında ne bildiklerini, ne düşündüklerini açığa çıkarmak için durum değerlendirmesi yapar. Öğrenciler ise konu üzerinde düşünmeye başlar ve kendi sorularını oluştururlar. "Nasıl oldu, niye böyle, neler biliyorum?" gibi soruların yanıtlarını araştırmak üzere birlikte plân yapılır.

Araştırma ve Keşfetme
Öğrenciler birlikte çalışarak farklı bilgi kaynaklarını kullanır ve araştırırlar. Türlü gözlem ve deneyleri de içeren etkinlikler yaparlar. Etkinlik sınırları içinde özgürce düşünür ve kestirimlerde bulunurlar. Hipotez kurarlar. Öğretmen ise en az yardımla öğrencilerini birlikte çalışmaya özendirir. Onları gözler ve dinler, derin düşünmelerini sağlayacak sorular sorar.

Çözümleme ve Derinleştirme
Öğrenciler öğretmenlerinin rehberliğinde grup tartışmalarıyla kavramların açıklamalarını ve tanımlarını yapmaya çalışırlar. Öğretmen, öğrencilerin daha önceki deneyimlerini temel alarak açıklama ve çözümlemelerine öncülük eder, gerekirse yeni kavramlar ekler ve yeni beceriler geliştirmelerine yardım eder. Öğretmen var olan kavramların anlamlarını diğer alanlardaki anlamlarıyla karşılaştırarak yeni kavramlar oluşturur. Bunun için öğrencilere yeni sorular yöneltir. Öğrenciler öğrendikleri kavramları ya da problemin çözüm yolunu yeni olaylara uygularlar. Dünya gerçekleri ile kavramlar arasında ilişki kurmaya çalışırlar.

Paylaşma ve Yaşantıya Uygulama
Öğretmen, gruplar arasında bilgi paylaşımının yapılmasını sağlar, yeni kavram ve becerilerini uygulayabilen öğrencilerini inceler,bilgi ve becerilerini ölçerek davranış değişikliklerinin nedenlerini açıklamaya çalışır.
Artık öğrenci zihinde yapılandırarak edindiği bilgileri, günlük yaşamda çok yönlü olarak kullanabilir. Yeni öğrendiği kavramlarla yaşantısı arasında bağlantılar kurabilir.
Öğrenci merkezli eğitim şartların sağlanması ve yeterli rehberlik hizmetleri sayesinde üstün zekalı ve yetenekli nesillerin yetişmesinde de önemlidir. Zira öğrenci kendi zihin haritasına göre öğrenmeyi gerçekleştirmektedir. Bunun gözlemlenmesi ile tutulan raporlar da öğrencinin zihinsel yapısı hakkında önemli ipuçları vermektedir.
Durmadan ortaya çıkan yeni problemler karşısında, milletin, hürriyet, refah ve saadetlerini sürdürebilmesi mucit ruhlu insanların yetiştirilmesine bağlıdır. Bilim, teknik ve ekonomide büyük ilerlemelerin hayal gücüne ve üstün zeka, hızlı problem çözme gibi zihni kabiliyetlerin eseri olduğunu çok önceden fark eden bu ülkelerin bilim ve fikir adamları yıllardan beri araştırma yapmaktadırlar.
Ülkemizde yıllardır uygulanan eğitim sistemi sebebiyle dahi diyebileceğimiz birçok kişi sistemin çarkları altında ezilerek yok olup gitmiştir. Bunlar ülkemiz için yarınlarımız için büyük kayıp olmuştur. Son yıllarda bu konuda yapılan çalışmalar da yetersizdir. Çünkü veliyi, öğrenciyi ve öğretmeni bilgilendirmek için gerekli çalışmalar yetersiz düzeydedir.

Mucit Şahsiyetlerin Vasıfları
Mucitlerin gruplandırılmış vasıflarının bazıları: Kararlarında bağımsız, egosu kuvvetli, enaniyetli, kendine güvenen, dediği dedik, her şeyi kolay kolay kabul etmeyen: ferdiyetçi tiplerdir. Şevkli, istekli, hırslı, kendi kendine öğrenebilen, ırarlı ve çalışkandır. Güzel değerlendirmeler yapabilen, analiz ve sentez güçleri kuvvetli, anlayışlı ve kavrayışlı, yüksek muhakemelidirler. Bunlar ‘ben merkezli’ olmalarından dolayı kolayca kayıp sapabilmektedirler.


Mucitler Nasıl Keşfedilir?
Mucitliğin temel işleme mekanizması olan diverjant düşünce, mevcut bilgiye dayanılarak yeni orijinal değişik alternatif ve çözümler üretilmesinde iş görüşü mucitliği ölçen geliştirilmiş özel testlerle mucitler keşfedilir; I.Q. testi ile zeka seviyesi ölçülür. Mucit kimseler, teknik konularda daha çok okurlar. Kendi uzmanlıklarının farklı alanlarıyla ilgili mesleki literatüre aşırı ilgi duyarlar. Gençliklerinde çok şey okumuşlardır. Kendilerine ait şahsi dokümantasyon çalışmaları vardır.

20-30 yıldır ‘yüksek zeka ve mucitlik testleri’ geliştirerek toplumlarını testlerle sistematik olarak tarayan İsrail, Çin, eski Sovyetler Birliği ve A.B.D. üstün zekalıların eğitimi için özel okullar ve üniversiteler tesis etmiştir.
Novosibirsk’te dâhilerin eğitimini profesörlerin üstlendiği Sovyetler Birliği’nin açtığı dahi okulunun eğitim süresi 3 yıldır. Ve bu okul halen Rusya Federasyonu’ndaki çalışmalarına devam etmektedir.
Ülkemiz şartlarında üstün zekâlıları yetiştirmek için yüksek öğretim düzeyinde bir bölüm bulunmaktadır. Ama göz ardı edilen şey üstün zekâlı öğrencileri de eğitecek kişilerin üstün zekâlı bireylerden oluşmalarının gerekliliğidir.



Murat ÖZKAN-memurlar7.net

murat357075@hotmail.com

Yorumlar