Programlı
çalışma zamanın etkili bir şekilde kullanılmasıdır. Bireyler
zamanlarını kontrol altına alarak geleceği şimdiden denetim altına
alırlar. Her birey için zaman süre açısından aynıdır. Bir gün 24 saat,
bir hafta 7 gün, 1 yıl 365 gün. Önemli olan zamanı belirlenen hedefler
ve öncelikler doğrultusunda kullanmaktır.
Gerek
çalışmaya başlamakta güçlük çekmenin, gerek zamandan yeterince
yararlanamamanın en önemli nedeni zamanın düzensiz kullanımı ve
önceliklerin doğru tespit edilememesidir. Kimler nasıl başarılı oluyor?
Sorusuna cevap arayan araştırmacılar, önceliklerini doğru tespit edenler
olarak saptamışlardır. Dersini severek çalışan öğrenci ile, hiçbir
seçeneği olmadığından dolayı çalışmak zorunda kalan öğrenci arasında
fark nedir? Dersini severek çalışan öğrencide ders çalışmak öncelik
kazanmıştır. Onun için çalışmanın bir anlamı vardır. Diğer öğrencinin
isteksiz oluşu onun önceliklerinin başka şeyler olduğunu gösterir. Ne
var ki çalışma isteğinin olması tek başına yeterli değildir. Öğrencinin
başarıya ulaşması çalışmayı gerçekleştirmesine ve zamanını etkili bir
şekilde kullanmasına bağlıdır. Bir
öğrencinin ders çalışmaya başlayamamasının nedeni onların çalışmayı
istemeyişinden kaynaklanır. İsteksiz olmanın nedeni ise bireyin
öncelikleri konusunda karar vermeyişidir. Şayet ÖSS adayı önceliklerini
belirlerse zamanını verimli bir şekilde kullanmaya başlayabilir.
Zamanın etkili bir şekilde kullanamamanın en önemli nedeni bireylerin “İlgi alanı” ile “Etki alanını” birbirine karıştırmalarıdır. Bir öğrencinin ilgi alanı kapsamına;
spor karşılaşmaları, ülkenin içinde bulunduğu durum, trafik canavarının
yaptıkları, TV programları, yarışmalar, sergiler, konserler vb.
girebilir. Bu alan içerisinde kalan olaylar bireyi etkilemekle birlikte
bireyin kontrolü dışında gerçekleşen olaylardır. Bu olayların
başlangıcında ve gerçekleşme sürecinde bireyin herhangi bir etkisi
yoktur. Bunların sadece sonuçları bireyi etkileyebilir.
Etki alanı ise,
bireyin kontrolünde olan, çoğu zamanda bizzat kendisinin yaptığı
eylemlerdir. Ders çalışmak, bir TV programını seyretmek, spor yapmak,
müzik dinlemek gibi. Fakat birçok öğrenci etki alanında kalan olaylara
düzenlemek yerine ilgi alanlarında gerçekleşen olaylara odaklanırlar.
Ülkede meydana gelen ekonomik kriz, tuttuğu takımın müsabaka kaybetmesi,
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde çıkan ayaklanmalar vb. sıralayabiliriz.
Öğrenci kendi kontrolünün dışında gerçekleşen bu olaylar üzerine
yoğunlaşır ve o olayların etkisinde kalarak etki alanı içerisinde kalan
birçok faaliyeti yapamaz. Kenya’da meydana gelen olaydan etkilenerek
ders çalışma programını aksatır.
Bir
televizyon programı bireyin ilgi alanı kapsamına girerken onu seyretmek
veya seyretmemek etki alanı kapsamına girer. Öğrencilerin zamanlarını
verimsiz bir şekilde kullanmalarını arkasında yatan gerçek etki
alanlarına yoğunlaşmayıp ilgi alanlarının etsisinde kalmalarıdır. Birey
ilgi alanında gerçekleşen olayların etkisinde uzun süre kalarak zamanını
etkili bir şekilde kullanamaz. Tuttuğu takımın yenilmesi, ekonomik
kriz, enflasyon, doların yükselmesi vb. olaylar her bireyi etkilediği
gibi üniversiteye hazırlanan öğrenciyi de etkilemesi son derece
normaldir. Öğrencinin asıl yanlışı ise bu olayların uzun süre etkisinde
kalarak kendince çeşitli çözüm yolları üretmeye çalışmasıdır. Oysa bu iş
ilgili kişilerin işidir. Üniversiteye hazırlanan öğrencinin değil.
Zamanını amaçlarını gerçekleştirmek için kullanmak isteyen her birey
kendi kontrolü içerisinde yer alan olaylar üzerine yoğunlaşmalı. Yani
zamanlarını hedefleri için kullanmalılar.
Üniversiteye
hazırlanan bir öğrenci için etki alanı, kendisini hedefe ulaştıracak
bir yaşam (ders çalışma) programı hazırlamak ve bunun üzerine
yoğunlaşmaktır. Dikkat ederseniz ders çalışma programı demiyorum. Çünkü
birçok öğrenci ders çalışmayı genellikle sevmediği için ders çalışma
programı hazırlamayı da sevmez. Onun için sizde programınızın adını “Yaşam programı” olarak
koyun. Yaşam programınızda sizi mutlu edecek şeylere de yer verin.
Müzik dinlemek, TV seyretmek, spor vb. etkinlikler olabilir. Fakat
bunları düzenlerken yaşam programı yaptığınızı unutmayın. Bundan on yıl,
yirmi yıl sonrasını düşünerek ;
Ø “Ben yaşantımı nasıl devam ettirmeliyim?”
Ø “Gelecekte kendimi nasıl görmeliyim?”
Ø “Ben niçin varım ve ne olmak istiyorum?”
sorularına
cevap arayın. Bu sorulara verdiğiniz cevaplar arasında ben mühendis
olacağım, üniversite okuyacağım gibi düşünceler var ise bunlar için ön
şart sınavı kazanmak. Sınavı kazanmak için ön şart kazanacak kadar ders
çalışmaktır. O zaman yaşam programınıza bu hedeflere ulaşmak için
yapmanız gerekenleri yerleştirmelisiniz. Sizin böyle bir hedefiniz var
ise önceliği neye verirsiniz? Elbette önceliği planlı ve düzenli ders
çalışmaya sonrada diğer sosyal aktiviteleri yapmaya verirseniz.
Zamanınızın büyük çoğunluğunu ders çalışmaya az bir kısmını ise diğer
aktivitelere ayırırsınız. Doğru
olanda budur. Ama siz bu sorulara ben iyi bir müzisyen olacağım, ben
sporcu olacağım şeklinde cevap verirseniz, yaşam programınızda önceliği
bu uğraşılarla ilgili çalışmalara vermelisiniz. Siz böyle düşünüyorsanız
sizin için de doğru olan budur. Onun için her öğrenci yaşam programını
şekillendirirken yaşamdan ne beklediğini de belirlemelidir. Yaşamdan ne
beklediğini bilenler beklediklerine ulaşmak için çalışmaktan
sıkılmazlar. Çünkü onlar bilirler ki bu çalışmalar sonucunda başarı
kaçınılmaz olacaktır.

Yorumlar
Yorum Gönder